Dr. Hatice Kandemir Babutcu’nun yeni yazısı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, pireler berber, develer tellal iken…Tıngır elek, tıngır felek… Bir zamanlar toplu seyahatler, çarşı-pazarlar ve düğün-dernekler varmış. Camilerde sıkı saflar, Kâbe’de tavaflar varmış. İğne atsan yere düşmezmiş, öyle kalabalıkmış her yer.

Gel zaman, git zaman günler geceleri kovalarken 2019 senesinde Kor-ana’nın bir çocuğu olmuş. Meğer o da bir pireymiş, bindim pireye vardım Tiran’a. Pire olmuş virüs. Tiran olmuş Vuhan. Gel gelmez misin, yol bilmez misin?Bu işlere gülmez misin? Çocuğun adını Covid koymuşlar. SARS’tan daha yaramazmış. 3 ayda karaları, denizleri aşıp tüm dünyayı dolaşmış. Dehşetinden insanlar evlerine saklanmış. Dışarı çıkanların şemailleri değişmiş. Her akşam bu yaramazın kabahatleri bir bir anlatılmış. Kimsenin gözüne görünmediği ve her seferinde farklı silahlarla donandığı için onunla nasıl savaşılacağını kimse bilememiş.

Dünya her şeyi unutmuş bir tek ona kilitlenmiş. İnsanlar, nedir bu hal, diye kara kara düşünmüşler, dere tepe düz gitmişler, altı ay bir güz gitmişler, bir de bakmışlar ki, bir arpa boyu yol gitmişler. O mu, bu mu, derken; sabahleyin erken, keçiler koyunları tıraş ederken, tahta kurusu saz çalar, sıçan cirit atar iken çıkmış bir yiğit ortaya, en sonunda açmış ağzını yummuş gözünü, bir laf etmiş, bir laf etmiş, bakalım ne laf etmiş: ‘Eskisi gibi olmayacak dünya’. Kokmayacak çicekler, uçmayacak böcekler… Covid’in babası, adamdan azma, dişleri kazma, tozu dumana katmış. Bir fiske attım, başladı feryada, koştular imdada. Kendini şaşırtacaktım, Kaf dağından aşırtacaktım. Derken baba düğmeye basmış. İnsanlar, çayır çimen geçerken, lâle sümbül biçerken, soğuk sular içerken, harda hurda eşeği yedirmişler kurda. Babayı kimse görmemiş. Herkes tahminler etmiş, hayaller kurmuş ,biri birine uymamış. Padişah bilememiş, halk bilememiş. O yalan, bu yalan, fili yuttu yılan…Bu da mı yalan? Herkes herkese evde kal diyormuş demesine ama Covid kıtalar dolaşıyormuş. Bir de 5G çıkmış ortaya… Asıl suçlu oymuş. Ne olmuşsa ondanmış. Sofranızda mum olayım, bahçenizde gül olayım. Yaklaştırmasak kendimize, peynir ekmek ile yemesek. Mavi çadır gerilmiş, duydum pazar kurulmuş. Handadır handa, bir kara manda, üç yüz yaşındayım evvel zamanda. Tecrübem var ki almam belayı, yıkmam dünyayı… Gide gide gittim, bir çayıra girdim. Alan almış, satan satmış… Çaldım kanadı yere, uçup gittim göklere. Baktım bir has bahçe içinde sular akar, iki kartal bana bakar. Biri ak biri kara. Dedim; âti karanlık diye bırakmam azimi, açtım gözümü. Dinleyin istedim sözümü. Deliler bayramda, akıllılar handaymış… Herkes alsın dersini. Masaldır bunun adı, dinlemekle çıkar tadı. Bu dünya bir gemi, akıl yelkeni, fikir dümeni, kader yeli… Göreyim seni. Zümrüdüanka çıkagelmiş… COVİD ölmüş. 5G’nin elleri bağlanmış. Babanın asfalyası şaşmış. COVİD,bir varmış, yokmuş. Ve birden çiçekler bahara dönmüş. Gökten düşmüş üç elma, gör de inanma! Biri bana, biri sana biri de iyi ve çalışkan insanlara…

(6 Nisan 2020)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir