1. Haberler
  2. Düğünler
  3. Şalpazarı’nın neden kurtuluş günü yok ?

Şalpazarı’nın neden kurtuluş günü yok ?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bilmiyoruz hiç aklınıza geldi mi; Şalpazarı’nın 10’dan fazla yayla şenliği  ve bir o kadar da etkinlikleri var da kurtuluş günü neden yok diye. Evet 14 Şubat Pazar günü Vakfıkebir, düşman işgalinden kurtuluşunun 98. yıldönümü kutlamıştı.  Daha önceki gün Görele ve Eynesil’de kutlamalar oldu, bugün de komşumuz Tonya’nın düşman işgalinden kurtuluşu törenlerle kutlandı.

Şalpazarı’nda bugüne kadar neden kurtuluş günü kutlaması yapılmadı, acaba burası düşman işgaline uğramadı mı, yoksa hala işgal altında mı ? Öteden beri merak ettiğimiz bu soruları hemşehrimiz Tarih Araştırmacısı – Yazar KTÜ Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Veysel Usta’ya sorduk.

Araştırmacı – Yazar Veysel Usta, Şalpazarı’nın Rus işgaline uğradığını ve işgale karşı ciddi direnişte bulunulduğunu ifade etti. Sivri Tepesi’nden Sis Dağı’na kadarki hakim bölgelerdeki Şehit mezarlarının bu direnişleri doğrular nitelikte olduğunu söyledi. Demek ki, Şalpazarı da düşman işgalinden kurtarılmış. Tonya’dan, Vakfıkebir’den önce mi sonra mı bilmiyoruz ama, bir şekilde Şalpazarı’nın da bir kurtuluş günü olduğu pekala ortada. (Turgay İKİNCİ)

salpazari isgal

Şimdi Araştırmacı – Yazar hemşehrimiz Veysel Usta’nın açıklamalarıyla tarihimize şöyle bir göz atalım:

“Bilindiği gibi Birinci Dünya Savaşı sırasında, Rus Donanması tarafından 1916 yılı başında Doğu Karadeniz kıyılarına yönelik bir askeri hareket başlatıldı. Rize’nin doğusunda karaya çıkan Rus ordusu, çetin direnişlere rağmen 18 Nisan 1916’da Trabzon’a girdi. Rus işgali altında kalmak ve yaşamak istemeyen işgal bölgesi halkı, işgale uğramamış Osmanlı topraklarına doğru büyük bir göç yaşadı. Yüzbinlerce insan Muhacir oldu.

Bu işgal sırasında Rus ordusu ile Türk ordusu Harşit Nehrinin doğu ve batı yakalarında konuşlandılar.

1917 yılında Rusya’da yaşanan Bolşevik Devrim sonunda yeni iktidara gelen Bolşevikler, Çarlık Rusya’sının Birinci Dünya Savaşı sırasında işgal ettikleri topraklardan geri çekilme kararı aldılar. Osmanlı Devleti ile imzaladıkları 18 Aralık 1917 tarihli Erzincan Protokolü ile Osmanlı coğrafyasında işgal ettikleri toprakları boşalttılar.

Bu durum üzerine Harşit Nehrinin batısında konuşlanmış bulunan Türk Ordusu 12 Şubat 1918 tarihinde ileri harekata geçerek 13 Şubat’ta Görele ve Eynesil’i, 14 Şubat’ta Vakfıkebir’i, 17 Şubat’ta Tonya’yı, 18 Şubat’ta Akçaabat’ı ve 24 Şubat’ta Trabzon’u kontrolleri altına aldılar.

DSC_0074

Bu süreçte dikkati çeken en önemli husus, Rusya’da meydana gelen Bolşevik devrimden sonra işgal bölgelerindeki Rus ordusu içinde meydana gelen ciddi bozulmalar nedeniyle meydana gelen otorite boşluğuydu. Bu boşluktan yararlanan Ermeni ve Rum çeteleri Müslüman Türklere yönelik saldırılar yapmakta, köyleri yakıp yıkmaktaydı. Bu nedenle Türk ordusunun yeniden yönetimi ele alması, Ermeni ve Rum çetelerinin temizlenmesine neden olmuştur.

Esasen her yıl yapılan kutlamalar, Rus işgali ve idaresi altındaki yerlerin yeniden Türk idaresi altına girmesi anlamını taşımaktadır. Zira bu süreçte, yukarıda da belirtildiği üzere Türk ve Rus ordusu arasında herhangi bir savaş yaşanmamış, Rus ordusunun çekildiği yerler yeniden Türk ordusunun ve idaresinin kontrolü altına girmiştir. Başka bir ifadeyle işgal sırasında Rus kanunlarıyla yönetilen bu Türk toprakları kurtuluşla birlikte yeniden Türk kanunlarıyla yönetilmeye başlamıştır.

Esasen 1930’lu yılların sonlarında başlanan kurtuluş kutlamaları, o zaman mevcut ilçe ve illere Türk ordusunun girdiği tarihler esas alınarak yapılagelmektedir. Doğal olarak 1930’lu yıllarda Şalpazarı ve Beşikdüzü nahiyeleri Vakfıkebir ilçesine bağlı olduğundan, Vakfıkebir ilçesinde yapılan kurtuluş kutlamalarının bu iki nahiyeyi de kapsadığı ve temsil ettiği düşüncesi ortaya çıkmıştır. Aslında bu iki nahiyenin ilçe olmasından sonraki süreçte kendileri de resmi olarak tespit edilecek bir tarihte düşman işgalinden kurtuluş gününü kutlayabilirleri.

Rus işgali sırasında, işgale uğrayan bütün topraklarda olduğu gibi Beşikdüzü ve Şalpazarı’nda da işgale karşı ciddi direnişler yaşanmıştır. Özellikle Beşik Dağı-Sis Dağı silsilelerinde Beşikdüzü ve Şalpazarı köylerinden oluşturulan milis kuvvetler Rus birliklerinin ilerlemesini engellemek için önemli direnişler göstermişlerdir. Nitekim Sivri Tepesi’nden Sis Dağına kadarki hâkim bölgelerde mevcut olaş şehit mezarlıkları, bu direnişi belgeler niteliktedir.

Dolayısıyla bugün Rus işgalinden kurtuluş törenleri yapılmayan Şalpazarı ve Beşikdüzü ilçeleri halkı Rus işgali sırasında, tıpkı Of-Çaykara, tıpkı Akçaabat-Tonya yörelerinde olduğu gibi işgale karşı önemli direnişler göstermişler, şehitler vermişlerdir.”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 Yorum

  1. 17 Şubat 2016, 20:44

    Çünkü o yıllarda Şalpazarı Vakfıkebir’e bağlı bir nahiye idi.Dolayısı ile Vakfıkebir’in kurtuluşu Şalpazarı’nında.Beşikdüzü’nünde,İskenderli’nindekurtuluşu sayılır.

  2. 18 Şubat 2016, 06:22

    Veysel kardisime katiliyorum,bizler ayri bir ilceyiz artik.Bir gun araliklarla yapilmasindan yanayim.Bolge olarak topyekun savastik.yasal islemlerin yapilip biran once kurtulus gununun karara baglanmasini temenni ediyorum. Gec kalinmis bir milli mesele.tesekkur ederim.UMARIM BASKANIMIZ BU KONUYA HASSASIYET GOSTERIR.

  3. 18 Şubat 2016, 08:28

    Şalpazarı İlçemizin Düşman İşgalinden Kurtuluş Tarihi 15 Şubattır.

    Sayvançatak mahallesinde Emekli Öğretmen Mehmet YAŞAR (Kaymakam)İlçe olduğumuz gönlerde Genel Kurmay Başkanlığından bir yazı ile istemiş ve cevap almıştı .

    Araştırınız.

  4. 18 Şubat 2016, 12:03

    Aydınlatıcı yazı için öncelikle Sayın Veysel Hocaya teşekkür ediyorum. 1930 lu yıllarda Tonya’da nahiye idi. Tonya’nın kurtuluşu olduğu gibi diğer yeni ilçelerinde olmalıdır diye düşünüyorum. Esas olan geçmişten ders alıp işgal durumuna düşmemek için birlik ve beraberliğe her zaman ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Herkese selam ve saygılar…

  5. 21 Şubat 2016, 18:12

    Evet, memleketimizde herhangi fiili bir düşman işgalinin olmadığında hepimiz müttefikiz. Ancak zihinlerdeki sosya-kültürel işgal ve isti`la halen devam etmektedir… Bunlardan kurtulmak, fiili işgali püskürtmekten daha az önemli değildir. Bol selam ve başarılar..:)